Vergi Mevzuatında Özelgeler Çerçevesinde Kapsamlı İnceleme
Vergi mevzuatında, geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmesi konusu, işletmeler için vergi planlamasında oldukça kritik bir öneme sahiptir. Bu işlemin doğru ve yasal bir şekilde yapılabilmesi için çeşitli özelgelerde belirtilen kurallara ve detaylara dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu yazıda, çeşitli özelgeler ışığında geçmiş yıl zararlarının mahsubunu ayrıntılı bir şekilde ele alacağız.
1. Geçmiş Yıl Zararlarının Mahsubunda İndirim İmkanının Kullanılmaması
Vergi mükellefleri, belirli şartlar altında geçmiş yıl zararlarını cari yıl kazançlarından indirebilirler. Ancak, eğer bir mükellef bu hakkını belirli yıllarda kullanmamışsa, daha sonraki yıllarda bu zararların mahsup edilmesi mümkün değildir. Örneğin, 2004 yılında zarar beyan eden bir mükellef, 2005 ve izleyen yıllarda bu zararı mahsup etmemişse, 2009 yılında bu zararın mahsubu mümkün olmamaktadır. Bu durum, 10.02.2011 tarihli ve B.07.4.DEF.0.15.10.00-003-2 sayılı özelgeyle de açıklığa kavuşturulmuştur.
2. Devralan Mükellefin Matrah Artırımında Bulunması Durumunda Zarar Mahsubu
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20. maddeleri gereğince birleşme durumunda, devralınan şirketin zararları devralan şirket tarafından kullanılabilir. Ancak, devralınan şirketin matrah artırımında bulunmaması durumunda, bu zararların mahsubunda belirli sınırlamalar söz konusu olabilir. 12.08.2020 tarihli ve 84098128-125[9-2019/4]-E.226246 sayılı özelgede, devralan şirketin matrah artırımı yapmış olması durumunda, devralınan şirketin zararlarının %50’sinin mahsubu mümkün olmayacağı belirtilmiştir. Ancak devralan şirket matrah artırımı yapmamışsa, bu zararların tamamının mahsubu mümkündür.
3. Faaliyet Dönemi Zararla Sonuçlanmasına Rağmen Kar Bildirilmesi Durumu
Bir mükellef, faaliyet dönemini zararla kapatmış olmasına rağmen rızaen matrah artırımında bulunarak kâr beyan ederse, bu beyan esas alınır ve gelecekte bu zararın mahsup edilmesi mümkün olmaz. 11.03.2005 tarihli ve B.07.0.GEL.0.40/4045-87/11900 sayılı özelgede, zararla sonuçlanan bir yılın matrahı rızaen kâr olarak beyan edilirse, bu zararın sonraki yıllarda mahsup edilemeyeceği belirtilmiştir.
4. Resen Terk Eden Mükellefin Yeniden İşe Başlaması Durumunda Zarar Mahsubu
Bir mükellefin vergi mükellefiyeti resen terk ettirilmişse ve daha sonra bu mükellef aynı faaliyet alanında tekrar işe başlarsa, önceki yıllara ait zararları mahsup etme hakkı kaybedilmiş olur. 12.08.2020 tarihli ve 49327596-125.02[KVK.2019.ÖZ.39]-E.124257 sayılı özelgede, resen terk sonrası yeniden faaliyete başlayan bir mükellefin önceki yıllara ait zararlarını mahsup edemeyeceği belirtilmiştir.
5. Geçmiş Yıl Zararlarının Beyannamede Gösterilmemesi Durumu
Geçmiş yıl zararlarının vergi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi, bu zararların daha sonraki yıllarda mahsup edilmesi için zorunlu bir şarttır. Eğer bir mükellef, zarar beyan etmesi gereken bir yılı atlamışsa, bu zararın ilerleyen yıllarda mahsup edilmesi mümkün değildir. Örneğin, 03.06.2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-210 sayılı özelge, 2004 yılı zararının beyannamede gösterilmemesi durumunda, bu zararın sonraki yıllarda mahsup edilemeyeceğini belirtmektedir.
6. Geçmiş Yıl Zararlarının Mahsubunda Sıralama
Birden fazla dönemin zararla sonuçlanması durumunda, zararların mahsubu en eski yıldan başlayarak yapılmalıdır. Bu, mükelleflerin zararlarını beş yıl içinde kullanabilmelerini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. 03.05.2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.07.16.01-KVK.ÖZ.2010.28.-74 sayılı özelgede, geçmiş yıl zararlarının mahsubunda en eski yıldan başlanarak mahsup işleminin yapılması gerektiği vurgulanmıştır.
7. Devir Alınan Ferdi İşletmenin Geçmiş Yıl Zararlarının Mahsubu
Şahıs işletmelerinin sermaye şirketlerine devri durumunda, şahıs işletmesine ait geçmiş yıl zararlarının sermaye şirketi tarafından mahsubu mümkün değildir. Bu durum, 01.06.2017 tarihli ve 19341373-125[ÖZELGE-2015/2]-62 sayılı özelgede açıklığa kavuşturulmuştur.
8. Murisin Ölümü Nedeniyle İşi Devralan Varislerin Zarar Mahsubu
Bir mükellefin ölümü durumunda, varislerin devraldığı işletmede geçmiş yıl zararlarını mahsup etmesi mümkün değildir. Vergi mevzuatına göre, her bir gerçek kişi kendi zararlarını mahsup edebilir ve bu hak başkasına devredilemez. 17.05.2016 tarihli ve 85550353-120[2015-6]-9 sayılı özelgede, ölen mükellefin zararlarının varis tarafından mahsubunun mümkün olmadığı belirtilmiştir.
9. Geçmiş Yıl Zararlarının Sermaye Azaltımı Yoluyla Kapatılması
Geçmiş yıl zararlarının sermaye azaltımı yoluyla kapatılması, bu zararların vergi matrahından indirilebilme hakkını ortadan kaldırmaz. 25.12.2014 tarihli ve 60757842-5520-26 sayılı özelgede, sermaye azaltımı yoluyla kapatılan zararların, bu işlemin yapıldığı dönemin vergi matrahından düşülebileceği belirtilmiştir.
10. Tasfiye Dönemine Ait Zararların Yasal Yedeklerden Mahsubu
Tasfiye döneminde oluşan zararların geçmiş yıl kârlarına ve/veya yasal yedeklere mahsup edilmesi, kar payı dağıtımı olarak değerlendirilmez ve dolayısıyla vergi kesintisine tabi tutulmaz. 23.02.2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 9-707 sayılı özelgede, bu tür mahsupların kar payı dağıtımı olarak değerlendirilmeyeceği ve vergi kesintisi yapılmayacağı açıklanmıştır.
Sonuç
Geçmiş yıl zararlarının mahsubu, vergi mükelleflerinin dikkatle takip etmesi gereken bir konudur. Bu konuda yapılan hatalar, mükelleflerin vergi yükümlülüklerini artırabilir ve ilerleyen dönemlerde ciddi vergi sorunlarına yol açabilir. Yukarıda incelenen özelgeler, zarar mahsubunun hangi koşullar altında yapılabileceğini ve bu konuda dikkat edilmesi gereken noktaları net bir şekilde ortaya koymaktadır. Mükelleflerin bu kurallara uygun hareket etmeleri, vergi planlamalarının doğru ve yasal bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır.